bu yürüyüşün sebebini buna bağladım boş boş yürümenin başka bir manası olamaz. aşık değilim, depresyonda değilim(?), bi yakınım filan ölmedi, para sorunu desen, o da yok denecek kadar az(isteklerin sınırı yokta, genelde yetiyor meret), e dedim amına koyayım niye böyle yaz günü boş boş çıkıpta yürüdüm 7-8 kilometre taa otoyola çıkmışım. sonradan farkettim insanlarla konuşmayı sevmiyorum. insan görmüyorum bi çoğunu çünkü. bana kızarlar egoistsin hep haklı görüyorsun kendini cartsın curtsun diye. ama hiç yağcılık yapmam yüzüne söylerim bi kimsenin ne diyeceksem. ondan herhalde insanların çoğuyla konuşurken sıkılıyorum. bayıyor beni. gerçi konuştuğum insanda da huzur bırakmıyorum ki. durmadan bi dalga geçme. vs. sonra kızıyorlar bana ne dalga geçiyorsun, bilmem ne bilmem ne diye. tıkırdatıyor dimi elini kolunu mesela sinir oluyorum yapma diyorum bozuluyor sonra. napalım sorun bende demekki. gerçi konuşmak istediğimle de gayet düzgün
konuşuyorum ama. konuşcak yok. üzerimde bir uğursuzluk varmış gibi hissediyorum. önce geri geri giderken hafiften tamponu dokundum. zaten daha önce başkasının vurduğu bir yere vurmuşum. benden önce kırılmış fakat menopoz teyzenin biri tarafından "arabayı buraya çekmeyin vidi vidi bidi bidi" şeklinde uyarıldım. daha çok benim oradan nasıl çıkacağımı düşünmeden arabasını mal gibi park edip giden kişiye sinirliyim. bre salak insan biraz kurtarma payı bırakır değil mi diğer arabaya? neyse... dönüp giderken de çocukların topunu ezerek patlattım. neyse ki sonunda sağ salim park ettik de girdik eve. bir an kendimi uğursuz gibi hissettim sözlük. çocuklar menopoz teyzeden daha anlayışlı çıktılar ama. baktım hepsi terk etmişler sokağı.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder