3 Nisan 2012 Salı

Bayrampaşa Siemens Servisi

özhan canaydın'ın değerini bilememişim. bakmışım ama görmekten aciz bir şekilde bakmışım. başkanlığı döneminde istifası için tribünde defalarca bağırmış insanlardan birisi de benim. devamlı tepki gösterirdim. "o olmamalı" derdim. öyle ki, senelerdir tatillerimi geçirdiğim altınoluk'ta kendisine yürüyerek en fazla 10 dakika mesafede olmama rağmen, arkadaşlarımla birlikte bir kez bile yanına gitmedim. herkesin fotoğrafı vardı başkan ile ama ben inatla gitmezdim. tepkiliydim o'na. vefatı çok üzdü üzmesine ama birşey diyemedim bir türlü. sanki o'nu o kadar eleştirmemin üzerine vefatına olan üzüntümü dile getirmek yapmacık bir hareket olur gibi geldi. yazamadım, söyleyemedim birşey. insan futbol gibi konularda eleştiri yaparken körleşiyor bazen. iki önemli hatayı aynı anda yapıyor.

Bayrampaşa Siemens Servisi

öncelikle yönetimi başarıyla bir tutuyor. sonra da karakteri göremeyip, yönetimle denk tuttuğu başarıya bakıyor. hayvanlaşıyor işte. ya da en azından ben hayvanlaşmışım. körleşmişim. ama ölüm böyle birşey işte. göremediğini gösteriyor insana acı bir şekilde. yüzüne yüzüne vuruyor bazı şeyleri. o'nun ne kadar değerli, ne kadar efendi bir adam olduğunu hep gözardı etmişim. futbol'un pisliğinin içindeki nadir rastlanan efendi adamlardan birisi olduğunu hep es geçmişim. bizi bırakıp gidince anladım kıymetini. affet beni başkan. bilememişim değerini. inan bana pişmanım şimdi. pişmanım gelip de sana "yok senden daha efendi bir adam daha." demediğim için. pişmanım senin gibi bir başkan ile, senin gibi bir futbol insanı ile bir kare fotoğrafım olmadığı için. affet beni başkan. toprağın bol olsun.

44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder