tiplerin her biri ayrı arıza, ayrı güzel, kedi canlarını yerim. ayrıca oturdum hangisine en çok gülüyorum diye kafadan salak bi hesap yaptım. mahşerin dört atlısı - arda>mecnun>erdal abi>ismail abi bir de ezgi asaroğlu gerçeği var. insanın mecnun olup kendini dağlara vurası geliyor.şimdi, bölüm başında oyuncuların isimleri geçerken bir baktım yavuz orada, dedim lan acaba silmeyi mi unuttular. sonra bir daha baktım gözlüklü çocuk kaan'ın kıyafeti değişmiş! demek ki neeemişşşş? yavuz gitmemişş. yavuz gitmemişse dede de gitmemiştir deyu bekledim bekledim bir baktım dede! o da orada! daha başlamadan beni sevgi yumağına dönüştürmeyi başardı. şimdi gel gelelim bölümü değerlendirmeye; mecnun'un o -mecnun- halleri, otobüsteki teyzenin o'na yerini vermesi, parktakilerin mecnun'un tipine bakıp oradan uzaklaşması vs tam anlamıyla kırdı geçirdi. erdal bakkalın -orucunu yeyip- sonra pişkin pişkin gülümsemesine aşık oldum resmen. ismail abi'nin yavuz'un emanetine sahip çıkıp işleri devralması bekleniyordu ama yine de o siyah pullu kıyafeti üzerinde görünce bir başka sevindirik oldum. yalnız şu "ney değil fülüt" * berbat esprisini ismail abi'nin ağzına hiiiiiçç mi hiç yakıştıramadım. zaten bölüm içi bir kaç yerde daha bunun gibi iğrenç espri denen şeyden vardı ve sırıtıyordu resmen. "batan geminin malları bunlar"ı duyduğumda -yapma!- diye bağıracaktım ki arda müdahale etti, içim rahatladı. güzelim dizinin akışını bozuyordu.* sonracığıma, ismail abi'nin ailesinde hostes olmamasının arkasından bir şey çıkar diye düşünüyorum. öyle sülalede nasıl hostes olmaz?! ha bir de ailesinden daha önce kadın olarak sadece halasını gördük, ki o da dağa kaldırılırken!
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder