öyp programıyla, sınırları içerisinde bulunan bir üniversitesine kapağı atmaya kastığım güzide şehir. bir ankaralı olarak şunu diyebilirim ki, buranın insanları iç anadolu insanından çok farklı*. bir izmirliyi ankarada rahatlıkla tanırsın mesela. daha sıcakkanlı, daha çabuk bulunduğu ortama dahil olabilen insanlardır. geneli tutucu değildir. bir ankaralı olarak izmir'e gittiğimde de benzer bir farklılık hissederim. işte bu yüzden akademik rotayı izmir'e çevirdim a dostlar. hiç gitmediğim ancak çok fazla gitmek istediğim şehir. o kadar çekici bir havası var ki. özellikle izmirlileri tanıdıkça bu merakım kat ve kat artıyor. birde bu şehir bende garip bir izlenim bırakmış durumda. mesela izmir'deki her
zeytin tabağı kendiliğinden zeytin yağlı, kekikliymiş gibi geliyor yada bütün izmirliler yaz akşamlarında sadece rakı, balık ve bol yeşillikle karınlarını doyuruyormuş gibi geliyor bana. bu şehre yapılan gereksiz pohpohlamalara tav oluyorum. doğduğum, büyüdüğüm ve öleceğim yer olmasına karşın tav oluyorum. "biz simite gevrek deriz, biz şunu deriz, şöyle yeriz" muhabbetleri hele beni deli ediyor. tüm hayatım boyunca farkında olmadan yaptığım "izmire özgü" davranışları orda burda söyleyip duran yavşaklar yüzünden, adetlerimden soğudum. neyse, bu kısmı boşverelim. tat kaçıran beyinsizler her yerde olur. söylemek istediğim ise şu; izmir insanı ile iç anadolu insanı arasında inanılmaz fark vardır. aslında izmir'le sınırlandırmak tamamen yanlış, tüm ege sahil kasabalarını kastediyorum. iç anadolu insanının muhafazakar yapısı onları her şeye karşı tahammülsüz yapmış, bencil ve "içten pazarlıklı" yapıda çoğu. genellemek istemezdim ama yıllar bana bunu gösterdi. ege sahil kesimindeki insanın naifliği, eğlenceliği ve yumuşak başlılığı iç anadolu'da hiç yok. orada herkeste bir öfke, herkeste bir somurtma ve bir şeylere karışma ihtiyacı var. işte binlerce yıldır yoğurulmuş bu batı sahili hamurunu seviyorum ben.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder