içinde büyümenin insanı derinden etkilediği birkaç şehirden biridir trabzon. mesela türkiye'de bazı şehirlerde büyürseniz bir bölgenin has bir özelliğini alırsanız, hissedersiniz lakin trabzon sadece kendine özgü bir insanı şekillendirir içinde büyürken siz. akçaabat'ta farklı olursunuz, yomra'da farklı hatta şehrin içinde bile beşirli'de farklıdır büyüyen ile yenicuma'da büyüyen. şehirde garip bir psikopatlık hiyerarşisi mevcuttur semtler arasında. faroz, erdoğdu, yenicuma, atapark, bahcecik, yenimahalle, fatih şeklinde. ben hep son sıralardaki mahallelerde büyüdüm. önce fatih'teydik sonra beşirli'ye taşındık iyice süt çocuğu olduk. kendi taraftar grubumuz bile yoktu, erdoğdu'dan gelenlerin falan arasına takılırdık. bizim mahallelerde efsane psikopatlarda yoktu, oysa diğer mahallelerde vardı. mesela biraz gerilerde olsa da yenimahalle'de hep ünlü psikopatlar yaşardı. sanırım stada hakim mahalle olmasından kaynaklanabilir. faroz eski nesil için adı vardı, yeni nesil için saygısı var. çürüyen evler, yenilenemeyen yollar yeni nesil kaydı gitti oradan, esikler kaldı. saygı kaldı bir de. uzun zaman sonra şehrime gittim, kopmuşum. yol geçirmişler koca şehrin tam gözlerinin önünden. ne deniz kalmış, ne hayat. mahalleler kalmamış artık araba ile iki dakikada şehrin bir ucundan öbür ucuna gidiyorum, hızlı hızlı püfür püfür. bizim eski evi de yıkıp site yapmışlar. kimse kalmamış. yolumuz var püfür püfür on şeritli hem de üstgeçiti falan var. uzunsokak ölmüş, ne gerek var zaten forum diye bir yer var. okuldan iki dakika uzaklıktaki soteye yatıp bira içtiğimiz kayalıklar şimdi tam on beş dakika uzakta, tenefüste gidip en uzağa attırma yarışmaları yaptırılamayacak kadar uzak. şehir deniz kokusunu duyamayacak kadar uzak kalmış kendisine, yukarılarda yeşillik yok, deli gibi apartmanlar dikmişiz. ulan şunun şurasında 6 sene uğrmadık ne yaptınız da sıçtınız şehrin içine? trabzonum. karadeniz'in hırçın şehri. hem mağrur, hem onurlu. şu an hüngür hüngür ağlıyorsam, sebebi sensin trabzon. yanlış anlama, sevinçten ağlıyorum, gururdan ağlıyorum. kızları güzel, halkı daha da güzel trabzonum, kurtarılmış bölgem.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder