3 Mayıs 2012 Perşembe

Vaillant Servis Bursa

"inanılmaz ama gerçek" ya da "ister inan ister inanma" türünden hikayelere sahne olan mikro blog şeysi. rahatsızlığının semptomlarını takipçilerine yazan ve akabinde twitter'dan konan doğru teşhis sayesinde felç olmaktan kurtulan adam mı dersiniz, "takipçi sayım 3 bine ulaşırsa markete çıplak olarak gireceğim" diyen endonezyalı yönetmen mi dersiniz, nikah töreninde "gelini öpebilirsin" geyiğinden sonra "bi' dakka canım" diyerek telefonunu çıkarıp twitter'a "ben artık evliyim" diye yazan mı dersiniz, "uçuşum iptal olursa bu havalimanını havaya uçururum" diye yazdıktan sonra tutuklanarak hücreye konan tip mi dersiniz... ne ararsan var yani. seç seç al: affedersiniz ama unlulerin alayı hakkaten yarak kurek seyler paylasiyor. bi tek bar rafaeli abla oyle degil. gecen sabah kalkmis "bakin da nasil da kotu baktim" deyi resmini atmis makyajsız falan bebek gibi...  

Vaillant Servis Bursa

edit: darker look diyo aslında sacıda olabilirmis o. yorumlara baktım da simdi. ilk başta "aman bu da yeni icat işte, şimdi üye olsam diğer her şeyde olduğu gibi sıkılıcam ve dellenip hesabı yok edicem" deyip üye olmamakta ısrar ettiğim, sonra stevemcqueen sayesinde (yüzünden?) bulaştığım ve bırakamadığım "afyon". afyon diyorum, çünkü ben internette sevip bağımlısı olduğum her şeyi uyuşturucu olarak görüyorum. sözlük mesela, en birincisi. lanet olsun ki internet erişimi de artık neredeyse utanmasa ayağımıza kendi gelecek. vınn çıktı, koştuk sıraya girdik aldık. şimdi dağda bayırda, denizin göbeğinde internete giriyorsun. reklamda çıkıyor ya hani, gülse birsel? vallahi benim o! hem işimi görüyorum (çeviri), hem de zırt pırt o siteden bu siteye, msn'den fotokritiğe sekiyorum. tüm bunlardan önce ne yapıyormuşum, hiç bir fikrim yok? gezmekse yine geziyorum evet ama artık fotoğraf makinamı, sadece fotoğraf sitelerine yenilerini göndermek için taşıdığımı biliyorum. sonracıma bi olay olsa, ah işte tam sözlükte paylaşmalık bu diyorum.

44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder