hayatın bu kadar üzerime üzerime geldiğini hiç hatırlamıyorum be sözlük. öyle bir kötü haberler ve olaylar zincirine hapsoldum ki, bu kadar etkisiz ve tepkisiz kaldığımı hiç hatırlamıyorum. kartımı da kapattılar içemiyorum bile lan! dışarıdan kapının açılmaya zorlandığını falan duyduğum zaman televizyonun sesini açarak, evde koşarak ya da ilk ikisini iptal edip telefonuma alo babaağ geliyo musun diyerek hırsızlardan ve katillerden korunuyorum. sene 2012 ve evde tek başına olunca çıldıran tek benim galiba. bazen evde birinin yürüdüğüne o kadar inanıyorum ki ağlayasım geliyor, neden neden. ühü. açık arayla hayatımın en ağır haftalarından birini yaşıyorum duygusal olarak. öncelikle çok merak ediyorum bir durumu; hayatta niye insanlar iyinin peşinde koşacağına boktanlığa, kendini kötüye sürüklemeye başvuruyor? niye kendi kendisini küçültüyor? buna bağlı olarak düşünüyorum ki dünyada başıma gelebilecek en acı olaylardan biri kendime saygımı kaybetmem. insan kendi özsaygısını yitirince insanlıktan çıkıyor. ne acı ya. acı demişken, acırım ben kendine eziyet eden insanlara. koparıp çıkartmak isterim onları kendi acılarından, doğruyu göstermeye çalışırım. ama bu hafta öğrendim ki hayatta kimse kimseye acımıyormuş. bu sebepten, hayatta kimseye acımıyorum artık. hak edene gösterilirmiş böylesi saygı.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder