2 Mayıs 2012 Çarşamba

Bosch Bursa Servis

- yaşadığım en çileli anlar, az tanıdık birisini uzaktan görüp onun da beni fark etmesi sonucunda, birbirimize doğru yürümeye başladığımız anlardır. arkadaş o kadar çile çekiyorum ki o yürüme anında. gevrek bir sırıtışla adamın yüzüne baka baka mı yürüsem, yoksa hiç iplemiyormuş edasıyla sağa sola bakarak mı yürüsem karar veremiyorum. her iki alternatifin de son derece boktan olması ve bugüne kadar 3. bir alternatif geliştirememiş olmamdan dolayı tüm yatırımımı repoya kaydırdım. lütfen beni uzaktan görürseniz görmemezlikten gelin. hatta yanınızda biri varsa, 'aman şu herif beni görmesin, muhabbeti hiç çekilmez şimdi' filan deyin, sizi kamufle etsin. ben içime atarım, sorun

Bosch Bursa Servis

değil. - kayda değer hiçbir şey yapmamama rağmen, kendimi çok başarılı sanmama neden olan bir beyine sahibim. küçükken, henüz yürümeyi öğrenmemiş bebekleri görünce, yürüyebiliyor olmaktan gurur duyduğumu hatırlıyorum, küçük dediğim de ilkokul filan. zamanla da değişen bir şey olmadı, ilk maaşımı aldığım zaman o kadar şaşırmıştım ki, bundan daha fazla ne yapabilir ki bir insan diye düşünmüştüm. halen de para kazanabiliyor olmak kariyer planımın zirvesidir, kariyerimi zirvede bırakmayı garantilemiş olmam da ayrı bir mutluluk tabii ki. - ne che guavera, ne ulubatlı hasan, ne de tenten benim kişisel kahramanımdır. benim kahramanlarım sıra koruyuculardır. bilirim ki nice insan, tenten'in önünden fütursuzca sıraya kaynamıştır, ama bir sıra koruyucu sırasına asla kaynak aldırmaz. sıra koruyucular, önünden sıraya kaynamaya çalışan kişilere ses edemeyen bir çok eziğin de sorumluluklarını alarak özgürleştirmişlerdir onları. 'hop arkadaş sıra var görmüyor musun?' repliği onlarla özdeşleşmiş ve efsaneleşmiştir. (alıntıdır - kaynak: meb ilkokul 3.sınıf hayat bilgisi kitabı.) - en tedirgin olduğum şeylerin başında, telefonda birisiyle görüşürken, görüştüğüm kişinin 'bak yanımda kim var' diyerek telefonu, ismini söylemeden yanındaki kişiye vermesidir. hele ki akabinde gelen 'nabıyon lan ibne' sesi ve benim adamı hala tanıyamamam ama tanımış gibi yapmam ve 'iyidir sen nabıyon' diyerek ibneliği kabullenmem şeklinde devam eden bir süreç... harbiden çok sıkıntılı durumlar. bu durumların en saçmasını da geçenlerde yaşadım. amcam aradı kıbrıs'tan, bak kim var yanımda diye bir adamı verdi telefona. yıllardır görmediğim bir arkadaş herhalde diye düşünürken, adam, merhaba ben de balıkesirliyim dedi. memnun oldum dedim. tüm muhabbet bu. tabii burada asıl merak ettiğim, amcamla, balıkesirli adamın beraber ne içtiğidir. bu kadarı boş kafayla mümkün değil.

44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder