tanımadığım bir yere gittiğim zaman hep ikram edilen şeyleri geri çevirmişimdir. olaylar şöyle gelişiyor; bir şey alır mısınız sorusuna hep yok tenk yu diyorum ısrarlar üzerine kahve geliyor mesela. ardından ikinci soru, mahcup ben süt tozu ister misiniz sorusuna yine yok tenk yu diyorum. hay amk nasıl içicen o sikimsonik acı kahveyi şimdi. bazen böyle konularda da girişimci olmak gerekiyor. bazı insanlar güzel şeylerin anlamını hiçe sayarak onları sıkça kullandıkça o insanları elektrikli testereye tabi tutmak istiyorum. böyle çıtır çıtır kesicem yemin ediyorum.
yoksa bu böyle devam ederse on yıla kendimi kesicem. bi de gerçek kimliğini çok iyi saklayan insanlar tanıyorum, lanet olsun ki hiçbir şey yapamıyorum. sanırım çoklu kişilik sergiliyorum. dışardan dağ devirmez görünüp en ufak rüzgarda yıkılmanın, seks bağımlısı sanılıp aslında aşkı aramanın, her gece sevişiyor sanılıp aylardır sevişmemenin, ilişkinin biri bitip biri başlıyor sanılırken 2 yıldır bir sevgilim bile olmamasının, çelik kadar güçlü görünüp bir cam hassaslığında kırılgan olmanın, hiçbir şeyi kafasına takmıyor sanılıp eve gelince saatlerce ağlamanın, beni tanıdığını sananların beni hiç tanımıyor olmadığını farketmenin, kendimi tanıyor sanıp kendimi bile tanımadığımın, bazen kendi kendime bile şaşıracak kadar sert bazen de inanılmaz derecede şefkatli olmanın,
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder