geçenlerde, 2 yıl boyunca beni almanca vize ve finallerine hazırlayan arkaşımla sohbet ederken, konu döndü dolaştı ekşi sözlüğe geldi. bana "kullanıcı adın ne söylede, arada yazdıklarını takip ederim" dediğinde, durdum kaldım cevap veremedim hatta kullanıcı adımıda ılk basta vermek istemedim sankı burada çok ayıplı bırsey yapıyormusumda, aklındaki o uslu, güzelce dersi dinleyen api izlenimi bozulmasın istedim. halbuki hiç birşey yok. öyle çok tuhaf şeyler de yapmıyorum. ara sıra vapurlara bakıyorum okadar. bir hatuna çok fena tutulmuşum be sözlük, gel otur da sıcak bir çay eşliğinde anlatayım sana. böyle yıllardır tanıdığım, neredeyse her sorununu dinlediğim bir hatun var şimdi. güzel mi güzel, oturmasını kalkmasını bilen birisi. muhabbet desen gırla giderdi o vakitlerde hani her daim konuşabileceğin, derdini anlatabileceğin, az da olsa gönlünü rahatlatabilecek bir insan olur ya. işte öyle bir insandı kendisi. yıllar önce açıldım kendisine ve o acı gerçekle karşılaştım* çocuktuk tabii, ben onun için sadece bir arkadaştan ibarettim (tüm bu kısımları klişe hikayelerden copy paste yapıyorum ki girizgaha aşina olun, yormayın beni).
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder