3 temmuz sürecinde adil yargılanma ve kişilik haklarına defalarca tecavüz edilegelen fenerbahçe'nin savunulması için mutlaka fenerbahçeli olmak ya da fenerbahçeli olunmasa bile fenerbahçe'ye sempati duymak gerekmez. vicdan yerine hava gazı, beyin yerine kuru fasülye taşımıyor olmak kafidir. an itibariyle cas davasında fenerbahçe'nin avukatlığını yapan emin özkurt'un beşiktaş, tff'nin yanlış yaptığını iddia eden kısmet erkiner'in galatasaray kongre üyesi olmaları buna en güzel örnektir. adalet mekanizması sadece sempati/saygı/sevgi duyulan için değil herkes için doğru şekilde işlemelidir. hoşunuza gitse de gitmese de... başkanımız aziz yıldırım’ın, avukatları aracılığıyla gönderdiği açıklama aşağıda yer almaktadır: "fenerbahçe’nin haklılığına adanmış ömrümün beni getirdiği en son yer olan burada, huzurlarınızdayım… 3 temmuz’dan bu yana yegane sevdamız fenerbahçe’ye ve bizlere yapılanlar, kamuoyunun malumudur. ancak bu nasıl bir yazgı ve nasıl bir tesadüftür ve teselli kaynağıdır ki; fenerbahçe ile buluştuğum ilk gün 14 şubat sevgililer günü’dür… öncelikle bu yargılamayı takip ve buna tanıklık eden herkes bilmelidir ki; "mücadelemiz zulüm ve zalimledir…" sekiz aydır sizlerin huzuruna çıkarılmayı beklemekteyiz. bizlere reva görülen bu muamele, ne vatanını satanlara ne yetim hakkı yiyenlere ne de devlete ve halkına kurşun sıkanlara
görülmedi. suçlandığımız asılsız iddialar, hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan, kişilik haklarımız hunharca katledilerek, yanlı ve yanlış her bilgi kamuoyuna servis edildi, sızdırıldı. kamuoyu seyretti… bu davanın şikayetçisi olduğunu yani yargılamada taraf olduğunu bağıranlar, 8 aydır hakkımızda televizyonda programlar yaptı. ağızlarından salyalar saçarak fenerbahçe’ye küfür eden, bugüne kadar mektup dahi yazmamış ’birileri’ türkiye’nin en büyük köşe yazarları oldular. bize saldırdılar. kamuoyu yine seyretti… kendileri için kanun çıkaranlar sadece fenerbahçeli yani savcının deyimiyle ’örgüt olmadıkları için’ cezaevinden çıktıklarında, zaten kendilerinin suçsuz olduklarını söylediler. ve yasayı sizin için çıkardık diyen sporla ilgili bazı kişiler, utanmadan bizlerden gayri ahlaki taleplerde bulundular. herkes gördü… futbol takımımız darmadağın edildi. kulübümüz basıldı. hemen hemen her talebimiz, gerekçesiz reddedildi. gün o gündü. fenerbahçe’ye, fenerbahçeliye hakaret etme, saldırma günüydü… günlerini gün ettiler. herkes seyretti… bizler sustuk. hep bu "cumhuriyet’in güneşinin" en tepede olmasını amaçladık. ama gördük ki; "bir yerde küçük insanlarin büyük gölgeleri varsa o yerde güneş batiyor"muş… hiçbir hukuki suç içermeyen konuşmaları gerekçe göstererek hakkımızda dinleme kararı aldılar. birileri düğmeye bastı. amaç, fenerbahçe’yi ele geçirmekti ve bunun için önce o’na hizmet eden, onun başarısı için uğraşan fenerbahçeliler ele geçirilmeliydi.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder