insanlarla iletişim kurmayı sevmiyorum. mecbur kalmadıkça da diyaloğa girmekten kaçınırım. ama giriyorsam da; - ki normali bu- sizli bizli konuşurum. ama sizli bizli konuştuğum insan, ya da sokakta, orada, burada, şurada mecburen diyaloğa girdiğim bir insan benimle ''sen'' diye konuşunca onu öldürmek istiyorum. böyle anlarda kendimi, ''saygı! saygı!'' diye ortada dolanan, ercüment çözer gibi hissediyorum. o kadar dert etmiyorum ama nedense içimde bir ukte olarak kaldı sevgilisiz olmak. millet atlet değiştirir gibi sevgili değiştiriyor biz ise sevgili bulacağız diye kılı kırk yarıyoruz. ütü yapmaya bayılıyorum. böyle bıraksınlar saatlerce ütü yapayım yani. bu kadar eğlenceli bişey var mı ya?
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder