13 Mart 2012 Salı

Tefal Antalya Servisi

bunun sonucunu merak etmiyorum. olur da zamanaşımı reddedilir veya zamanaşımı sözkonusudur denir. her halükarda vicdanı yaralayan bir sürecin içinde olduğumuz gerçeğini değiştirmeyecek. 1993 yılında yaşanan bir katliamın hala ve hala davasının sürmesi bu ülkenin ayıbıdır. gerçi bu ülkenin ayıpları saymakla bitmeyecek gibi duruyor ya bkz: türkiye'nin asla temizleyemeyeceği kara lekeleri... katliamı yapanlara, bir avuç göstermelik faile iade-i itibardan bahsediliyor. biz neyin tartışmasını yapıyoruz değil mi? değil aslında. bu bir zihniyet kırılması. bu bir akıl tutulması. ölen onca insanın, çocuklar da dahil olmak üzere masumların kanını kanla yıkamak gibi bir derdim olmadı hiç. gecikmiş adalet istemedim. istediğim bu caniliğin tarihin kara lekelerinden biri olarak ve bunlara göz yumanlarla birlikte utançla anılması. bir dönemin, karanlık bir dönemin adının konması. Tefal Antalya Servisi ol sebepten: "...kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin..." canım kardeşim diyemiyorum maalesef. kardeş olabilmek için en temel insani vasıfları taşımak gerekiyor. bir otelin çevresini sarıp insanları canlı canlı yakmak. bu farklı bir şey. bu gözü dönmüşlük. bu sürü psikolojisi ve sürüde bilinç yoktur. bu güruh bu toprakların ürünü olamaz. bu başka bir şey ve sessiz kalmak; susmak geçmişe dönüp bakıldığında ileride, eğer bir parça vicdanınız ve utanma duygunuz varsa sizi yiyip bitirecek bir yük olacak. öyle de olsun.

44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder