haddini bilmez eleştiri ve iftiralara cevap vermediği için başı oldukça ağrıyan kişi. tabi biz öğrenemedik elalemin ağzı torba değil ki büzesin, ama kraliçe bunu biliyor. meyveli ağacımız, bilge aşığımız, en güzel şarkılarımızın sahibi hep susuyor, hep susuyor.
uzağımda böyle bir kadın var tabi, her dinlediğimde ağladığım, tüylerimi diken diken eden...
kelimeleri delicesine yuvarlayan, kocaman dudaklarına sahip çıkamayan, ağlayan, ağlatan...sahnenin ortasında sigarasını yakıp keyfine bakan...
şarkılarının sözünü zaman zaman konserlerinde unutan, bundan zerre utanmayan...sesi çıkmadığı zaman en zarifinden işi vokalistlerine bırakan..
yaşadığı sürece "nerde eski sezen şarkıları" gibi tahammül sınırlarını zorlayan bir cümleye maruz kalan...
şimdi kış, sonra ilkbahar, sonrası yaz, sonrası en sevdiğim sarı yaprakların hükmüne talip sonbahar...hepsinde var bu kadın...içimde var..
zannederdim ki, ben büyüdükçe, yaşlandıkça vazgeçerim sezen'in şarkılarından...ürkek ergen ruhun yaşadığıyla, adam olmuş ruhun hissettiği bir değil zannederdim...baktım bu kadın benim ürkekliğime de "adam"lığıma da olanca gücüyle sahip çıkıyor...
pes ettim ben de...yoruldum..
onu savunmaktan,
övmekten
sövmekten
ona sahip çıkmaktan...
konserlerinde "allahım sesi nolur tertemiz çıksın, konserden çıkarken kimse ardından konuşmasın" diye dua eden bir şapşalım ben...
ve her sesi çıkmadığında kalbine çizik atılan bir şuursuz...
anlayamıyorum ben de ne hissettiğimi; sadece öleceği günden bir gün önce ölene kadar dinleyeceğim şarkılarını küçük bir kutuya koyup bana teslim etmesini istiyorum...
bencillik işte...ne kadar seversen sev
müziğe başladığım yıllarda ajda pekkan’a hayrandım” diyen sezen aksu, ajda pekkan’ın o ulaşılmaz, uzak, yüksek duruşuna ciddi bir alternatif getirerek, “komşunun kızı” tavırlarıya kısa bir süre içinde “bizim sezen” olmayı başardı.pop muzigimizin diğer büyük sesi oldu...zaten onlardan baska da yok değerini bilelelim...son gunlerde biraz perişan olsa da...
ne zaman kalbim acisa, yaktigim sandigim gemiler içime batsa, kalbim basur olsa gelip içime oturan ve gece gündüz hiç susmadan saatlerce sarki söyleyen kadin.. evet masum degilim, kan ter içinde uykulardan uyaniyorum, sari odalarda duramiyorum, istanbul istanbul olali böyle keder de görmedi.. ve hatta perisanim simdi.. ama sezen.. sus lütfen.. içimden bu seferlik çek git lütfen..
18 martta lütfü kırdarda konseri olan muhteşem kadın .biletixten biletler temin edilebilmektedir. 75 kaatta bayağı iyidir ama sezene değer. bilet kalmama riski dolayısıyla ki sezen konserleri söz konusu olduğunda bu vakidir, acele edilmesi hararetle tavsiye olunur. bu arada kokain falan tütsülüyor olması umurumuzda mıdır, değildir. severiz takip ederiz ,şarkılarıyla kendimizden geçer biz de öyle kafa buluruz.
ya$im ilerledikce soyledigi $arkilar daha da anlamli gelen insan. hayat profesoru. baketbolda michael jordan'i nasil goruyorsam turk muziginde de sezen'i oyle goruyorum; bir tane. cocuklarim benim ya$ima geldiklerinde dunya uzerinde boyle birisi olmayacak olmasi cok ama cok uzucu.
hayatimizin ucte birini uyuyarak geciriyoruz, onda birini yemek yiyerek, matematiksel degerinden cok daha uzun olmasi gereken kisimlarini iste, trafikte yuzumuzde yapmacik bir gulumse ilistirmeye calistigimiz ve bundan hala rahatsizlik duydugumuz icin umutlu oldugumuz anlarda geciriyoruz.
burada dogmuslarin yasaminda cok buyuk yer tutan kucuk bir insan sezen. insan potansiyelinin buyuk isareti. bizler yani dinleyicileri onu o kadar sevdik ki toplum olarak ona dokunulmazlik, tartisilmazlik payesi verdik. kapisinda yatan, cama ciktigini gorme umuduyla sokagini turlayan hayranlariyla yasayan biri. tuketim caginda belki de kalbimizi gercek anlamda calan son hakikatli kisi olacak. bir oncesinde baris manco ve zeki muren beyler vardi.
bizler tesadufi olarak kendisiyle ayni zaman dilimini yasamaktan son derece mesutuz. matematiksel olarak kucuk, kiymet olarak buyuk bir agirligi oldu yasamimizda. hic olmasaydi, izmir'de balkondan sepet sarkitan yaslica bir hanim olarak yasasaydi, ya da onunla ayni zaman diliminde yasamamis olsaydik, varligini belgesellerden ogrenseydik. sarkilarini sicak sicak dinleyemeseydik, album hazirliginda oldugunu hic ogrenemeseydik hayatimizdaki o boslugu nasil doldururduk ?
kendisini dinlemeyenleri, şarkılarını sevmeyenleri, orta zekali cahil olmayan ama yüzeysel insan tipi diye nitelendirmemesi yeterlidir kendisine saygı duymak için..
şarkılarını severiz sevmeyiz o ayrı, lakin kimden aldığımız yetkiyle, hangi hukukla sevenine, beğenenine hem zekada hem duyarlılıkta yaftalar yapıştırırız onu çözemiyorum..
hangi aklı başında,cahil ve yüzeysel olmayan zat sadece, pink floyd dinlediği için kendine one of the few payesi verme cüretini gösterir?
hangi sağlıklı düşünen bünye, sırf tencere dolusu secrets taki gizi çözdüm diyerek kendini yüceltir merak ediyorum..
yahut, zevklerinden dolayı değil de, saçma sapan yargılarından dolayı orta zekalı olduğuna inandığım, eğitimli kimselerin kendilerini yüceltmek için seçtikleri yol "öteki" leri aşağılamaktan mı geçiyor acaba..
bundan da şüphelenmiyor değilim..
derdimin hülasası odur ki; sezen aksu, yaklaşık 3 senelik sözlük yaşantımda hakkında entry yazma ihtiyacı duyuracak kadar sevdiğim saydığım bir şahıs değildir..
lakin, ben sevmem diye kendisini seven hiç kimse de sandığımdan düşük zekalı yahut yüzeysel değildir..
ortaokul askim. ulus sokaklarinda evini ararken yanlislikla naside göktürk'ün villasinin ziline basip, bir de üstüne sezen aksu'nun ev adresini sorunca bi dolu azar isitmistim. kadin bilerek yaptigimi zannetti oysa ben bütün safligim ve cocuklugumla sadece adres sormak istemistim. aksam babam misafirlere benim haci oldugumu, sezen aksu'nun evinin etrafinda yedi kez tavaf ettigimi anlatiyordu.
kaba bir tabir olacak ama hayatimiza sizmis kardesim, atsan atilmaz, satsan satilmaz. öyle edebiyat yapmaya gerek yok, asiktim iste bu kadar.
hep baskalarinin konserlerine gidilir, hep baskalarinin albümleri alinir ama can yaniyorsa, kalp kiriksa, bir yerlerde tamir edilecek birseyler varsa, gitmek isteniyorsa, gerçek haddinden fazla köseli ve sivriyse, özür dilenecekler liste haline gelmisse, ihanet varsa içte bir yerlerde, kendini kandirmak artik kabak tadi verdiyse, anlasilmak lazimsa, kalbe ayna tutmak gerekiyorsa,aglamak gerekiyorsa hiçkira hiçkira sezen aksu dinlenir.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder