ayrılsak da beraberiz ve mad men dışında hayatında hiçbir diziye sempati duymamış biri olarak ilk bölümünü beğendiğim dizi.eski hali nasıl bilmiyorum ama kıvanç tatlıtuğ rolünü hakkıyla yapıyor, belli ki üzerinde çalışmış.ancak oynadığı karakterin gerçek hayatta sigara içmemesi yüzde sıfır ihtimal.bir de keşke kardeşi rolüne daha iyi yakışacak birini bulsalarmış.
her hafta izler miyim bilmiyorum ama sempati duyduğum kesin.
ben yanlış anlamadıysam bazı sahnelerde kuzey karakteri recep ivedik taklidi yaptı, ancak bu şimdiki zamandan 4 sene öncesine denk geliyor, yani recep ivedik filminden önce.
recep ivedik karakteri filmden önce de bulunan bir karakter olmasına rağmen bunun düşünüldüğünü sanmıyorum, yani hem mantık hatası var hem yok. rahatladım.
hikayesinin fazla klasik oluşundan, kötü oyunculuklardan ve kıvanç tatlıthor'un üstüne oturmayan "bıçkın delikanlı" rolünden bahsetmeyeceğim (çünkü 15 dakikadan fazla izleyemedim) sadece ve sadece en can alıcı sahnelerde kullandıkları müziğin çalıntı olmasıyla dikkatimi çeken dizi. evet evet. alanen çalıntı. hem de çok kurnazca, ortalama türk dizisi izleyicisinin bilemeyeceği bir müzik. divinity 2: ego draconis adlı oyunda, sentinel island'da dolaşırken çalan müzik. evet çoğu kişi "o ne yahu?" demiştir. bilmemeniz normal. benim dahi pek sık oynamadığım ve bitirmek için açmayı pek istemediğim bir oyunun müziğinin bu kadar alenen, neredeyse ellenmeden dizide kullanılması çok garibime gitti. mutlaka müzikleri yapan kişinin adı yazıyordur dizi sonunda. büyük bir gururla "ben yaptım" diyordur içinden. yok hocam; sen yapmamışsın. üstüne 2-3 tane türk çalgısı ekleyip esasına dokunmadan diziye koymuşsun. eşim izlerken dikkatimi çekti. "bu müziği biliyorum lan ben" dedim içimden ama çıkartamadım önce. sonra bir kaç kez tekrar edince oyunun sahneleri geldi gözümün önüne. yuh be kardeşim. yani hiç mi orjinal iş yapamıyorsunuz? tamam müzik çok hoş, çok can alıcı. ama sormazlar mı adama telifini ödedin mi diye? hani öyle 1-2 kere çalmış olsa tamam diyeceğim. ama yok, dizinin yarısında bu çalıyor. yapmayın hocam bunu. yapmayın.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder